36,6146$% 0.07
39,9798€% 0
47,4314£% 0.08
3.430,30%0,00
5.651,00%-0,25
10.582,15%1,38
3018411฿%1.23285
Bu arada Teodor Herzel adındaki bir Yahudi, arkasına aldığı dünya Yahudileri adına Sultan Abdülhamid’in karşısına çıkarak; “Filistin’de bize bir miktar arazi satın. Ruslarla harp halindeyken sizin Avrupa’ya olan borçlarınızı ödeyelim” teklifini yaptı. Ancak Abdülhamid; “İstediğiniz topraklar milletimindir ve kanla alınmıştır. Ben onları para ile satamam” diyerek Yahudi’yi huzurundan kovdu.
Bunlar boş durmadılar, Harekât Ordusu’nu hazırlayıp İstanbul’a yürüyerek Payitahtı sıkıştırdılar, İttihat ve Terakki Fırkasını kurarak Osmanlı Mebusan Meclisi’ne girdiler. Hristiyanları kışkırtarak onlara hazırlattıkları Haçlı orduları ile 19 büyük sefer yaptırdılar. Osmanlı’yı yok etmek için hamle üzerine hamle yaptılar. Neticede Sultan Abdülhamid’i tahtından indirdiler, Sultan Vahdettin’i de beş parasız Avrupa’ya sürdüler.
Batılın merkezi olan Yahudi inancına göre Yahudi’nin Yehova (Yahudi’nin Allah’ı) nezdinde kıymetli bir yeri vardır. Onlar Yehova’nın seçkin kullarıdır. Müslümanlar başta olmak üzere bütün insanlık ya Yahudi’ye köle olacak ya da çoluk çocuk, kadın erkek, genç ihtiyar demeden öldürüleceklerdir. Bugün (2025) bu yanlış ve batıl inancın tezahürlerini Filistin’de ve Gazze’de açıkça görmekteyiz.
Yahudiler, bu inanış ve yanlış hareketleriyle kötülüklerin merkezi haline geldiler. Kurdukları gizli ve açık sistemlerle, ellerine geçirdikleri para ve insan gücüyle başta ABD olmak üzere bütün insanlığı ellerinde oynatmaya başladılar.
HAK VE BATILIN MERKEZLERİ
Yukarıda anlattığım olaylar da göstermektedir ki batılın ve bütün kötülüklerin merkezi İsrail’dir. Peki, Hakk’ın merkezi neresidir, hiç düşündünüz mü?
Hakk’ın merkezi de mi var demeyin? Merkezi olmayan hiçbir hareket başarıya ulaşamaz ve insanlığa yön veremez.
Bugün İslam ülkelerinin hemen hepsinin idarecileri işbirlikçilerdir. Yani açık ve gizli batılın merkeziyle veya ikinci derecedeki merkeziyle (ABD gibi) irtibat halindedirler.
Hakk’ın merkezini bulmak için onun iktidarda olması gerekmeyebilir. Hele demokrasi ile yönetildiğini söylenen, iktidarı oy ile belirleyen insanların medya ile yönlendirildiği ülkelerde o ülkenin iktidarını belirlemek de batılların elindeyse hakkı iktidar olmayan siyasiler arasında aramak lazımdır.
Milli Görüş’ün koalisyonla da olsa iktidar ortağı olduğu, Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da Başbakan Yardımcısı olduğu 1974 – 75 – 76 yılları… CHP – MSP, AP – MHP – MSP (1) ve AP – MHP – MSP (2) ile Erbakan’ın Başbakan olduğu RP ve Doğru Yol hükümetinin kurulduğu 1996 yıllarında yapılan çalışmalara bir göz atacak olursak;
Manevi sahada (İmam Hatip Okulları’nın 30’dan 300’e çıkması, İHO mezunlarına üniversitelere girme hakkının verilmesi, Yüksek İslam Enstitüleri’ne İlahiyat Fakültesi sıfatının verilmesi, yurt dışında okumuş gençlerin diplomalarının tanınması, 3.000 yeni Kur’an kursunun açılması, Ahlak derslerinin ilk okuldan itibaren bütün okullarda okutulması, ahlaki kalkınmanın 5 yıllık kalkınma planlarına girmesi ve devletin bu kalkınmayı takip etmesi gibi.)
Maddi sahada (Özellikle ülkemizin bir uçtan öbür uca 325 ağıp sanayi fabrikalarıyla donatılması, DESİYAP adıyla ilk faizsiz bankanın kurulması, havuz sisteminin kurulması, denk bütçenin hazırlanması, işçi ve memur ücretleri ile emekli aylıklarının % 300 artırılması gibi) çalışmaları yapmıştır.
Dış politikada Kıbrıs Barış harekâtını yapması ve bu harekâtı zaferle sonuçlandırması, 8 Müslüman ülkeyi bir araya getirerek D8’i kurması gibi dev çalışmalar bulunmaktadır.
Özet olarak ülkesini ve milletini kalkındırmak için Ağır Sanayiyi kuranlar Hakk’ın yolunda, bu fabrikaları yıkanlar ve satanlar ise batılla kol kola gezenler oldukları açıktır.
Hak ve Batıl Çatışması (1)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.